24 Temmuz 2013 Çarşamba

Rakı balık Ayvalık ;)

Ayvalık tatil için ilk tercih edilen yerlerden biri değil diye düşünüyordum  fakat müdavimlerinin olduğu da bir gerçekti.Ayvalık'a bağlı adalardan biri olan Cunda adasına doğru yol aldığımızda açıkçası bir çeşme bir bodrum değil diyordum içimden :) Nereden bilebilirdim ki bu güzel adaya bir daha gelmek isteyeceğimi .Sene 2011 küçük bir araştırmadan sonra bir kaç günlük  Cunda adasına kaçmak istedik.Sanırım Bursa'da yaşadığımızdan dolayı buranın diğer tatil yerlerine göre bize daha yakın olması bu kararı vermemizde büyük bir etken olmuştu.


Ayvalık/Cunda Adası
Cundada çoğu butik otelin kendilerine ait otoparkları olmadığını biliyorduk fakat bizim gideceğimiz yer olan Yund Antik cunda konaklarının kendine ait bir otoparkı vardı.Bu gerçekten büyük bir avantaj ,adanın dar sokaklarında yürürken anlayacaksınız.Şunu belirtmeliyim ki otopark hemen otelin yanında ya da karşısında değil ama 1-2 dakikada ulaşıyorsunuz,gelmeden önce aramanız lazım ki otoparkın kilidini açsınlar ve eşyalarınızı gelip alsınlar.Yund Antik sessiz ortamı ve tertemiz odalarıyla gerçekten kalınabilecek yerlerden biri.Sabah kahvaltısındaki çeşit çeşit reçeller ve beş çaylarındaki kekler de çok güzel oluyor benden söylemesi:)




Yund Antik-oda manzarası



Bu sevimli yeri anlattıktan sonra gelelim tatilimizin nasıl geçtiğine ,az kalsın tatil denilen bir şey kalmıyordu çünkü o küçük adaya bayramda resmen bir kaç şehir sığmaya çalıştı ve sonunda jandarma Türkiye'nin ilk boğaz köprüsüyle ulaştığımız o adaya ulaşımı kapattı :))) hahaha evet bunu duyduğumda yaşadığım paniğe inanamazsınız.Geceleri daha da kalabalık oluyordu ama artık dışarıdan ada dolup taştığı için kimse alınmadı.İçeriye alınanlar bize yetti de arttı bile.Neden tatil denilen bir şeyin kalmayacağı gerçeğini anlatacak olursam hem kalabalık hem de Cundanın içinde özel plajların azlığı nedeniyle denize girecek yer bulamamıştık :)Adadan ayrılıyorduk çünkü adada denize giremiyorduk ta ki cenneti bulana kadar.Herkesin huzur bulduğu yerler farklıdır benimki yeşilin,mavinin,beyazın,ahşabın,temizliğin ve düzenin olduğu her yer.Tamam tamam huzur tanımımı biraz fazla anlatacağım yerle bütünleştirmiş olabilirim,resimleri gördüğünüzde sizin de benimle aynı fikirde olacağınıza eminim.2011deki bu kalabalık tatilimizden sonra 2013 temmuzunda tekrar Cundaya gitmeye karar verdik ve tabi ki  bütün günümüzü huzur bulduğum yer olan Ortunç Clubda geçirdik.Ortunç 1980 yıllarında açılmış bir işletme fakat 2010 yılında bir değişiklik yaparak yenilenme kararı alıyorlar ve zaten doğa güzelliği olan bu yer modernleşerek bu yeni görünümüne kavuşuyor.







Buz gibi limonata :)
İşte böyle bir yer Ortunç Club.Otelde konaklamak için çok önceden rezervasyon şart ,eğer otelde konaklamak istemiyorsanız sadece sahilinden ve yemeklerinden faydalanmak isterseniz giriş ücreti ödediğiniz takdirde giriş yapabiliyorsunuz.Burada benim en beğendiğim yemeklerden biri ise et schnitzel ,2 sene önce gittiğimde yemiştim ve bayılmıştım,bu sene gittiğimde ise bir hevesle 'bir et schnitzel alabilir miyim lütfen ?' dediğimde menümüzden çıkarttık dediler.O an dünya başıma yıkıldı,içimde fırtınalar koptu,nasıl çıkarırsınız diye ağlamaya başladım dememi beklemeyin tabi ki böyle saçmalamadım :)))) sadece bir kere daha şansımı deneyip benim için yapıp yapamayacaklarını sordum veeee olumlu bir cevap aldım sonuç ;schnitzelime kavuştum ;)


Biz Ortunç Clubda akşam yemeğinde bulunmadık fakat akşam manzaranın daha da güzel ve dingin olduğunu söyleyenler var tabi yemeklerin de ;)


Peki akşam yemek için nereye gittik?

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki bütün yemek yerleri Cunda'nın merkezinde olduğundan orada bir otelde kalmak bizim için avantaj oldu akşam yemek yedikten sonra yürüyerek otelimize gidebildik.Yan yana 'balık istifi' tabiriyle tanımlayabileceğimiz bir sürü restaurant var.İki sene önce gittiğimizde araştırmalarımız sonucu Cundada Bay Nihat a gitmemiz önerilmişti,biz de adaya vardığımız gibi yer ayırttık fakat ne oldu önceden de bahsettiğim gibi kalabalığın gazabına uğradık,sadece 5 dakika geç kaldık ve yüzümüze bakmayan, bakamayan garsonlar,kalabalıktan birbiriyle omuz omuza yemek yiyen insanlarla karşılaştık tabi ki yer ayırttığımıza dair kimsenin bilgisi yoktu :) Bayram kalabalığında kim ne yapsa yeridir dedik paşa paşa başka yere doğru yol aldık.İyi ki öyle yapmışız.O zamanlar kaldığımız Yund Antik in işletmecisinin bize önerdiği Balıkçı Bahtiyar'a gitmiştik ve çok memnun kalmıştık.Tekrar gittiğimizde yine adresimiz Balıkçı Bahtiyar oldu,hemen merkezde girişte taş bir bina var işte burası Balıkçı Bahtiyar Ahmet'in yeri .Ve şimdi geldik bu adaya gelmemizin esas nedenine,iyi ki gelmişiz dediğimiz nedenine ;mezeler :) Denizden babam çıksa yeriz diyen bir çift olarak o mezelerin daha tadına bakmadan doymuştum.Balıkçı Bahtiyarın meze dolabında yok yok .Cundaya özgü mezeleri yemeğe çalıştık,zaten Cundaya gittiğinizde genelde balık yemeye yeriniz kalmadığından mezeleri bol bol istiyorsunuz balık da yemiyorsunuz.Cunda'da gün batımında masaya otururken masanızı sadece mezeyle donatırsanız olmaz ;) masanızı hem arkadaş hem kahkaha hem de bol muhabbetle donatmanız gerek. İşte bizim bol muhabbetli masamızda yediğimiz,tadına doyamadığımız isimlerini hatırladığım bazı mezeler;ege otları,güveçte sıcak ot,şarap soslu istiridye.Şu sigara böreği gibi gördüğünüz mezenin içinde balık mahsulleri var ve çok minik sarılmış,mükemmel bir tadı var.Esasında benim yemek istediğim ama kalmamış olan bir meze var ki dillere destan :) Top kabak dolması;bu dolmanın içi kıyma ile değil deniz mahsulleriyle doldurulmuş,üzerine kaşar koyulup fırınlanıyor.Siz giderseniz benim yerime de yiyin.Afiyet olsun !




Adaya geldim her gün balık yemek istemiyorum veya gündüz başka akşam başka bir şey yemek istiyorum,merkezde başka neresi var diyenlerdenseniz,size gidenlerin çoğu gibi Pizza Uno yu öneririm.Hem çok sıcak ve samimi bir ortamı var hem de çok güzel pizzaları var.Açıkçası ada yemek,içmek,yatmak için ideal ;)

Peki biz hem yemek yedik hem dinlendik, eve giderken hediyelik ne alabiliriz diyorsanız, fidan bez bebeği görmenizde fayda var.Ben buradan el emeği göz nuru,üzerindeki elbisesi eski sandık işlemesi olan bir bez bebek magneti aldım.Arkadaşım da kendine iğne oyasından yapılmış bir yaka iğnesi aldı ;) ikisi de birbirinden güzel.


Durun hemen gitmeyin daha zeytinyağı almadınız,lokma yemediniz sonra lor peynirli tatlısından yiyeceksiniz,ardından meşhur Taş Kahvede damla sakızlı veya sade kahvenizi yudumlayacaksınız.Yazması benden yiyip,içmesi sizden ;)


 İyi tatiller,bol keyifler !





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder